29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle yapılan konuşma / 2021

Şener CEBECİ 29.10.2021
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI RESEPSİYON KONUŞMASI (2021)
Değerli misafirler, saygıdeğer konuklar,
Türk Toplumunun değerli temsilcileri,
Saygıdeğer basın mensupları,
Bayanlar ve baylar,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98. Yıldönümü münasebetiyle düzenlediğimiz Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna hoşgeldiniz.
Pandemi nedeniyle bir yıl aradan sonra Türk Toplumunun siz seçkin temsilcileri ve dostlarımızla yeniden biraraya gelmekten memnuniyet duyuyoruz.
Bu sene katılımcı sayısını biraz kısıtlı tutmak zorunda kaldık. Umarım önümüzdeki yıldan itibaren daha kalabalık bir şekilde ve aynı coşkuyla bu çok özel günümüzü kutlamaya devam ederiz.
Bugün aramızda Alman dostlarımız ve meslektaşlarımız da bulunuyor. Davetiyeleri bu sene erken gönderemedik ama aramızda bulunabilmenizden memnuniyet duyduk. Değerli dostumuz Thomas Hunsteger-Petermann’ı, Federal Milletvekili Sayın Nezahat Güçer Baradari ve saygıdeğer eşini ve Dortmund Eyalet Milletvekili sevgili Volkan Baran’ı selamlamak istiyorum. Essen Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Kufen de ilerleyen dakikalarda bize katılacak. Keza Belediye Başkanları, Rektörler; siyaset, ekonomi, kültür hayatından temsilciler aramızda. Hepsine içtenlikle hoşgeldiniz diyorum.
Saygıdeğer konuklar,
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda topraklarımızın işgale uğraması üzerine Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı, milletin olağanüstü gayret ve fedakârlıkları sayesinde zafere ulaşmış ve 29 Ekim 1923 tarihinde modern Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. İşte bugün, bu tarihi olayın 98. Yıldönümünü kutluyoruz.
Cumhuriyetimizin kazanımları sayesinde Türkiye bugün Avrupa’nın genç, gürbüz, dinç, aynı zamanda saygın ve güçlü bir üyesi olarak uluslar ailesi içinde hak ettiği yeri almıştır. Bu gururu, hepsinden önce Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e, kahraman silah arkadaşlarına, gazi ve şehitlerimize borçluyuz. Bu vesileyle hepsini rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Değerli konuklar,
Ülkemiz gerek Osmanlı İmparatorluğu döneminde, gerek modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra Avrupa ailesinin önemli bir parçası olmuştur. Türkiye, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte stratejik bir amaç olarak belirlediği muasır ve demokratik toplum düzenini, 2. Dünya Savaşından sonra başta NATO olmak üzere, çeşitli Batılı kurumlara üye olmak suretiyle somutlaştırmıştır. Ülkemiz Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, OECD gibi temel Avrupa kurumlarının kurucu üyesidir. Gümrük Birliği yoluyla AB’ye entegre olmuştur. Süreç son yıllarda yavaşlamış olsa da AB’ye tam üyelik müzakereleri yürütmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, “muasır medeniyet” seviyesine erişme ile birlikte benimsemiş olduğumuz tam bağımsızlık hedefimize, Cumhuriyet’in 100. yılına 2 yıl kala aynı azim ve kararlılıkla bağlıyız.
Türkiye, kurumlaşmış ve kökleşmiş bir demokrasi kültürüne sahiptir. İlk serbest seçimleri 1946 yılında, demokratik seçimler yoluyla ilk iktidar değişikliğini ise 1950 yılında tecrübe etmiştir. Bu demokrasi geleneği, zaman zaman kısa süreli kesintiye uğrasa da, istikametini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Halkımız, demokrasinin kıymetini bilmekte ve 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe teşebbüsünde olduğu gibi, gerektiğinde canı pahasına demokrasisine sahip çıkmaktadır. Bu vesileyle, o gece hayatını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi de minnetle yâd ediyorum.
Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini kendisine rehber edinen ülkemiz, bir yandan, demokratik laik hukuk sistemi ve demokrasi geleneği ile bölgesinde fark yaratırken, diğer yandan, son yıllarda giderek gelişen savunma sanayisi ve güçlü ordusuyla bölgesinde ulusal çıkarlarını da kararlılıkla müdafaa etmektedir.
Kıymetli misafirler,
Türkiye ile Almanya arasında tarihi bağlar ve geleneksel dostluk ilişkileri mevcuttur. Almanya, en önemli ekonomik ortağımızdır. 7500 civarında şirketle Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında Almanya ilk sırada yer almaktadır. Turizmden eğitime, güvenlikten sanat ve spora kadar her alanda yakın işbirliği içinde bulunmaktayız. Türk-Alman dostluğunu devam ettirip güçlendirmek ve daha iyi bir seviyeye getirmek hepimizin arzusu ve hedefidir. Gerek Almanya’da kurulacak yeni Hükümet, gerek KRV’de iki gün önce işbaşına gelen yeni yönetim döneminde bu ilişkilerin daha da gelişeceğini umuyoruz. İkili ilişkilerimiz dönemsel dalgalanmalardan etkilenmeyecek kadar sağlam temeller üzerine inşa edilmiştir. Almanya Türk Toplumu bu temelin en önemli unsurlarındandır.
Almanya ile aramızdaki geleneksel ve tarihi dostluk ilişkileri, bundan tam 60 yıl önce imzalanan “İşgücü Anlaşması” ile yeni ve çok önemli bir boyut daha kazanmıştır. Almanya Türk Toplumu, her iki ülkeyi de hem ekonomik hem de sosyo-kültürel alanlarda zenginleştiren ortak değerimizdir. Geride kalan 60 yıl boyunca toplumumuz Almanya’nın siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamının önemli bir parçası haline gelmiştir. Hayatın her alanında başarılı rol modeller çıkarmıştır. Liste çok uzun. Sadece güncel bir konu olduğu için Covid-19 aşısını ilk defa geliştiren Türk Kökenli Uğur Şahin-Özlem Türeci çiftini zikretmekle yetinmek istiyorum. Ayrıca, başta birinci nesil olmak üzere, bir kısmı artık aramızda olmayan isimsiz onbinlerce yüzbinlerce insanımızı da minnetle yad ediyorum.
Türk Toplumu, önyargılardan ve ayrımcılıktan uzak, kendi kimliğiyle Almanya’ya daha fazla katkıda bulunmak için kendisine eşit fırsat ve imkan sağlandığı takdirde neler başarabileceğini defalarca göstermiştir.
İşgücü Anlaşması’nın 60. yılı, özellikle birinci nesil başta olmak üzere, burayı ikinci vatan edinen insanlarımızın yaptıkları fedakârlıkları hatırlatmak ve her iki ülkeye kattıkları değeri takdir etmek için uygun bir vesile teşkil etmektedir.
Sadece Almanya özelinde değil, tüm dünyada en yoğun Türk işçi gücünün yaşadığı bölgelerin başında gelen Ruhr Bölgesinde de, tüm Almanya genelinde olduğu gibi, 60. yıldönümü münasebetiyle çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinliklere en üst düzeyde gösterilen ilgiden ve verilen sıcak mesajlardan memnuniyet duyuyoruz.
Öte yandan, 60 yıllık göç tarihimizin maalesef üzücü ve karanlık tarafları da bulunmaktadır. Bugüne kadar çok sayıda insanımız Almanya’da korkunç ırkçı saldırıların kurbanı olmuştur. Möln, Solingen, Hanau saldırıları, NSU cinayetleri ve benzerleri toplumsal hafızamızda derin izler bırakmıştır. Irkçı, yabancı düşmanı, İslam ve Türk düşmanı motifli saldırılar halen devam etmektedir. Bu tür saldırılara karşı mücadelemizi elbirliği içinde ve kararlılıkla sürdürmemiz önem taşımaktadır. Başkonsolosluk olarak bu konuların yakından takipçisi olmaya ve vatandaşlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz.
Saygıdeğer konuklar,
Başta Türkçe olmak üzere, eğitim konuları ortak gündemimizin en üst sıralarında yer almaya devam etmektedir. Çocuklarımızın okul ve mesleki eğitimleri konusunda göstereceğimiz hassasiyet, toplumumuzun geleceği bakımından kritik öneme sahiptir. İnsanlarımız eğitim alanında sağladığı başarılar sayesinde toplumda hak ettikleri saygın yerlerini alacaklardır. Bu alanda önemli mesafeler alınmış, ciddi başarılar sağlanmıştır. Ancak hala aşılması gereken hedefler bulunmaktadır. Alman muhataplarımızla ve STK’larımızla birlikte bu alanda hep birlikte gayret sarfetmeye devam edeceğiz. Başta veliler olmak üzere toplumumuzun da bu alanda aktif katılımını ve desteğini beklemekteyiz.
Bu vesileyle velilerimize çocuklarını mutlaka Türkçe derslerine kaydettirmeleri yönündeki çağrımızı bir kez daha yinelemek istiyorum.
Eğitim Ataşeliğimiz bu ve benzeri konularda şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlere her türlü desteği göstermeye hazırdır.
Keza, 30 yıla yakın bir süredir Dortmund ve çevresindeki Türk Toplumuna hizmet vermekte olan Dortmund Türk Eğitim Merkezine atfettiğimiz önemin altını çizmek istiyorum. Bu merkezimizi elbirliği ile güçlendirmeye devam edelim.
Tabiatıyla başarılı entegrasyonun temel şartlarından biri Almanca’yı ve bu ülkenin kültürünü iyice öğrenip benimsemektir. Bu konuda da toplumumuzu desteklemeye ve teşvik etmeye devam edeceğiz.
İnanıyoruz ki, kültürel kimliğini ve birliğini muhafaza eden Türk Toplumu, hem Almanya’ya hem de Türk-Alman dostluğuna katkı sağlamaya, iki ülke ve toplum arasında köprü işlevi görmeye devam edecektir.
Görev bölgemizdeki çok sayıdaki dernek ve STK ile yakın işbirliği gerçekleştiriyoruz. Din Hizmetleri Ataşeliğimiz çoğunluğu DİTİB Derneği olmak üzere, 90 civarında cami derneğine yardımcı olmaktadır. Vatandaşlarımıza, Türk kökenlilere ait, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren tüm dernekleri hiçbir ayrım yapmadan kucaklamaya devam ediyoruz.
Değerli misafirler,
Hayatımızın her alanını 2 yıla yaklaşan bir süredir etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, birçoklarımızı sevdiklerinden, aile bireylerinden, dostlarından ayırdı. Hem Türkiye’de hem Almanya’da bu süreçte hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Bu süreç Başkonsolosluğumuzun mesai bakımından da çeşitli zorlukları ve sınamaları beraberinde getirmiştir. Tüm bu zorluklara rağmen, pandeminin en kritik döneminde dahi kesintisiz mesai yapan, kendi sağlıklarını riske atmak pahasına fedakârlık gösteren, uzun bir süre Cumartesi günleri dahi mesaiye devam eden, yüzlerce insanımızın özel uçaklarla tahliyesinde destek sağlayan mesai arkadaşlarıma, fedakâr personelimize huzurlarınızda teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Onların değerli katkıları sayesinde bu zorlu süreci alnımızın akıyla idare ettiğimizi düşünüyorum.
Geride bıraktığımız yıl, pandemiye ilaveten, her iki ülkede de yangınlar, sel felaketleri gibi doğal afetlerin yaşandığı bir dönem oldu. Bu afetlerde hayatını kaybedenleri de rahmetle anıyorum. Çok sayıda vatandaşımız selden etkilendi. Onlara ve Alman dostlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum.
Değerli konuklar,
Başkonsolosluğumuz, Türkiye’nin tüm konsoloslukları içinde işlem hacmi itibariyle en üst sıralarda yer almaktadır. Bu durum istatistiklere de yansımaktadır. Yurt dışında yapılan seçimlerde kullanılan oy sayıları itibariyle Başkonsolosluğumuz son iki seçimde birinci ve ikinci sıralarda yer almıştır. Keza güncel bir konu olan pasaport işlemleri başta olmak üzere, her türlü konsolosluk işlemlerinde kısıtlı bir kadroyla yoğun bir tempoyla çalışmaktayız.
Bizler böylece, bir yandan Cumhuriyetimiz ve demokrasimize sahip çıkarken, diğer yandan, Ruhr Bölgesindeki vatandaşlarımıza ve insanlarımıza Ataşeliklerimiz ve tüm birimlerimizle birlikte gayret ve şevkle hizmet vermeye devam ediyoruz. Başkonsolosluk olarak temel görevlerimizden birinin; geniş bir alanı kapsayan görev bölgemizdeki vatandaşlarımıza, Türkiye kökenlilere ve Türkiye ile bağı bulunan herkese süratli ve kaliteli hizmet vermek olduğunu daima hatırda tutuyoruz. Son yıllarda konsolosluk hizmetlerinin daha kaliteli ve süratli hale getirilmesi için çok sayıda tedbir alınmış, yenilikler yapılmıştır. Attığımız bu adımların toplumumuzda karşılık gördüğünü memnuniyetle gözlemliyoruz. Sizlerin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda işlemlerinizi kolaylaştırmaya, bürokrasiyi azaltmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.
Bu noktada özel bir mesaj da iletmek istiyorum: Essen Başkonsolosu olarak geçtiğimiz Temmuz ayı itibariyle görevde dört yılımı tamamlamış bulunuyorum. Bu benim aynı zamanda Başkonsolos olarak son resepsiyonum. Sizlere hizmet etmek, görev bölgemiz itibariyle iki ülke ve toplum arasındaki ilişkilerin gelişimine katkı sağlamak benim için büyük bir onurdur. Bu anlayışla 4 yılı aşkın bir süre boyunca keyifle, heyecanla, gururla görevimi yerine getirmeye çalıştım. Kalan sürede de aynı heyecanla çalışmaya devam edeceğim. Bu süreçte sadece bugün burada bulunan sizlerle değil, yüzlerce, binlerce insanımızla yollarımız kesişti. Sıcaklığınız, hüsnü kabulünüz ve gösterdiğiniz yakınlık için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Görevim bir süre daha devam edecek olmakla birlikte, böylesine seçkin bir topluluğu birarada görmüşken, sizlerle bu vesileyle topluca vedalaşmak istedim. Hepiniz sağlıcakla kalın, hakkınızı helal edin.
Değerli vatandaşlarımız, kıymetli dostlar,
Atatürk’ün de dediği gibi, “Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare, Cumhuriyet idaresidir.” En önemli ortak değerlerimizden biri olan bu mirası layıkıyla anlamak, korumak ve yüceltmek ortak sorumluluğumuzdur. Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve demokrasimize hep birlikte sahip çıkmaya devam edeceğiz. Zira “Cumhuriyet fazilettir.”
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı saygıyla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak üzere bu akşam bir araya gelerek bu özel günümüzü paylaşan tüm değerli konuklara, tüm Başkonsolosluk mensupları ve şahsım adına şükranlarımızı sunuyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Atatürk

Taylan Özgür Aydın Başkonsolos
Pazartesi - Cuma

1) Başkonsolosluğumuz çalışma saatleri 08:30 - 16:30 arasında olup, haftasonlarında ve resmi tatil günlerinde kapalıdır. 2-)Başkonsolosluğumuzda işlemler randevuyla yapılmaktadır. Randevu saatleri 09.00-12.00 ve 13:00 - 16:00 arasıdır. 3-) Pasaport, TCKK ve e-Devlet şifresi teslim işlemleri saat 08.30-16.00 arasında randevusuz yapılmaktadır.
3.03.2025 Karnaval
18.04.2025 Dini Tatil-Paskalya Arifesi
21.04.2025 Dini Tatil - Paskalya
1.05.2025 İşçi Bayramı
29.05.2025 Dini Tatil - Hz. İsa'nın Göğe Yükselişi
6.06.2025 Kubran Bayramı 1 Günü
9.06.2025 Dini Tatil - Küçük Paskalya
19.06.2025 Dini Tatil - Yortu Bayramı
3.10.2025 AFC Milli Günü
29.10.2025 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
25.12.2025 Dini Tatil
26.12.2025 Dini Tatil
1.01.2026 Yılbaşı