Essen Başkonsolosluğu İftar Daveti Konuşma Metni
KRV Eyalet Milletvekili Sayın Volkan Baran,
Düsseldorf Başkonsolosu Sayın Ayşegül Göçken Karaarslan,
Münster Başkonsolosu Sayın Ahmet Davaz,
Diyanet Hizmetleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri Sayın Selami Açan,
Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri,
Almanya’daki Türk Toplumunun Kıymetli Üyeleri,
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu güzel kadir gecesinde sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyor, davetimize icabetle soframızı şereflendirdiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Mübarek Ramazanınızı tebrik ediyor, Ülkemiz, Milletimiz ve İslam Alemi açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Birlik ve beraberliğimizin pekiştirildiği, manevi hayatımızın güçlendirildiği bu Ramazan ayında iftar sofralarında bir araya gelerek dayanışmamızı pekiştiriyor, gönüllerimizi birleştiriyoruz.
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Ne yazık ki, hoşgörüsüzlüğün, nefret ve şiddetin arttığı bir dönemden geçiyoruz.
Bu Ramazan ayında da İsrail güvenlik güçlerinin Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statükosunu ihlal ederek ses bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve burada ibadet edenlere saldırmasını kınıyorum.
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e ve şanlı bayrağımıza Danimarka'da bir kez daha saldırı düzenlenmiş olmasını da en sert şekilde kınıyorum.
Sözde güvenlik önlemleri veya ifadeözgürlüğü kisveleri altında işlenen bu insanlık dışı saldırılardan üzüntüduyuyor, son bulmasını diliyorum.
Ne yazık ki günümüzde İslamofobi, İslam korkusundan öte İslam nefretine evrilmiştir. İslam'a ve Müslümanlara yönelik hakaretler, “medeni” bildiğimiz ülkelerde maalesef “ifade özgürlüğü” olarak nitelendirilmektedir.
Bir dine veya inanca, toplumların kutsal saydığı değerlere hakaret hiçbir şekilde mazur görülemez. Antisemitizm nasıl
bir insanlık suçu ise, İslam düşmanlığı da aynı şekilde insanlık suçudur.
Türkiye olarak, Avrupa coğrafyasında yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslam karşıtlığı saikli saldırılardan duyduğumuz endişeyi muhataplarımızın dikkatine getirmeye devam edeceğiz.
Ülkemiz bu tür girişimlere öncülük etmeyi, bu konuları uluslararası toplumun gündeminde tutmayı kararlılıkla
sürdürecektir.
Nitekim 2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki menfur saldırı sonrasında ülkemizin uluslararası alanda yürüttüğü öncü rol neticesinde 15 Mart günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü” olarak kabul edilmiştir.
Kıymetli Misafirler,
Manevi arınma, birlik ve beraberlik gibi ulvi değerlerin yoğunlaştığı bumüstesna dönemde, iftar sofralarımız "kardeşliği", “paylaşımı” ve“hoşgörü”yü temsil etmektedir.
Bizler, farklılıkların hoşgörüldüğü ve saygı duyulduğu zengin bir kültür ikliminden gelmekteyiz. Yabancı düşmanlığının, ırkçılığın, İslamofobinin, antisemitizmin ve her türlü ayrımcılığın artış gösterdiği günümüzde bu hoşgörü iklimine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız.
Irkçı saldırılardan ve yabancı düşmanlığından bahsetmişken, Almanya'daki vatandaşlarımızın yaşadığı acıları da hatırlamak durumundayız.
1984 yılında Duisburg’daki saldırılarla başlayıp, 1993’te Solingen Faciasıyla devam edip, akabinde NSU cinayetleriyle seri saldırılara dönüşen ve 2020 yılındaki Hanau saldırısına kadar uzanan süreçte Almanya’daki Türk Toplumu üyelerimizin maruz kaldığı saldırıların acısı yüreklerimizde tazeliğini korumaktadır.
Sırf Türkiye’den geldikleri için gerçekleştirilen bu korkunç cinayetler ve saldırılar karşısında acılı ailelerin maruz bırakıldığı insafsız muameleleri de unutmadık. Yaşadıkları ıstırabın üzerine, iftira ve mesnetsiz suçlamalarla
karşı karşıya bırakılan aile fertlerinin onurlu mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
Ne yazık ki bu tür saldırıların farklı vesilelerle halen gerçekleşebildiğini üzüntüyle görüyoruz.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, içinde bulunduğumuz Ramazan Ayı'nın karşılıklı saygı ve barış içinde bir arada yaşama anlayışının güçlendirilmesine vesile olmasını umut ediyoruz.
1961 yılında imzalanan işgücü anlaşması Türkiye-Almanya ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir.
Günümüzde Almanya genelinde 2.500’ü aşkın Sivil Toplum Kuruluşu ve derneklerle kaydadeğer bir varlık ortaya koymaktasınız.
Aradan geçen 60 yılı aşkın sürede bütün bu zorluklara, saldırılara ve sınamalara rağmen Almanya’nın siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında önemli yerler edindiniz.
Bu azimli duruşunuzun devam edeceğini, başarılarınızın katlanarak süreceğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.
Almanya'daki Türk Toplumunun Değerli Üyeleri,
6 Şubat sabahı sadece kendi tarihimizin değil, insanlık tarihinin en büyükdepremlerinden birine uyandık.
Bu vesileyle, asrın felaketinde hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı
ve metanet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Kahramanmaraş merkezli bu depremler 11 ilimizde, 14 milyon insanın yaşadığı, 110.000 km2’lik bir alanda devasa yıkıma ve tarif edilemez kayıplara sebep oldu.
Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ülkemizin yaşadığı en büyük insani ve ekonomik felaket karşısında ülke olarak, millet olarak birlik ve beraberliğimizin en güzel örneklerini sergiledik.
Olağanüstü koşullarda, olağanüstü çaba sarf ettik. Bu süreçte Almanya’daki Türk Toplumunun ve özellikle Kuzey Ren Vestfalya'daki siz kıymetli kardeşlerimizin sergilediği üstün gayreti takdirle karşıladık.Binlerce kilometre uzakta felaketinetkilerini yüreklerinde hisseden, bu faaliyetlerde yardımlarını esirgemeyen iş insanlarımıza,depolarını açarak TIR filolarını seferber eden şirketlerimize, gelen yardımlarıtasnif ederek gece-gündüz yükleme yapan gençlerimize, düzenledikleri yardımfaaliyetleri ve hazırladıkları yemeklerle hem duyarlılık oluşturan hem de yardımtoplayan kadınlarımıza, anma etkinlikleri gerçekleştirerek kayıplarımız için meydanlardadua okunmasına vesile olanlarahuzurlarınızda şükranlarımızı sunmak isterim.
300.000 binanın kullanılamaz hale geldiği, 2 milyondan fazla insanımızın evsiz kaldığı, 100 milyar Avro'dan fazla maddi kaybın meydana geldiği bu felaketin acılarını asla unutmayacağız.Acıların paylaşıldıkça azaldığıbilinciyle madden ve manen geride kalanların yanında olacağız, yaralarınıbirlikte saracağız.Böylesine devasa alanda, bu çapta meydana gelen bir doğal felaketle hiçbirülkenin tek başına başa çıkmasımümkün değildir.
Depremin ilk anından itibaren ülkemiz uluslararası topluma çağrıda bulunarak acil arama-kurtarma ekibi yardım talebinde bulunmuştur.
Bu çağrı kapsamında 90 ülkeden 11.500 personel arama-kurtarma faaliyetlerine destek olmak üzere ivedilikle ülkemize intikal etmiştir.
KRV Eyaleti yardım kuruluşu ISAR’ın 41 gönüllüsü ve 7 arama-kurtarma köpeği bunlar arasında olmuştur. İlaveten, Alman polis teşkilatından iki kişilik arama kurtarma ekibi, beş arama kurtarma köpeği, üç doktor ve 15 sağlık görevlisinden oluşan başka bir ekip yine deprem bölgelerimize yardım için Türkiye'ye gitmiştir.
Teknik Yardım Federal Ajansı (THW) bünyesindeki Enkaz Kurtarma Hızlı Müdahale Birimi (SEEBA) ilk 72 saat içerisinde 50 personeliyle Hatay’a intikal eden bir diğer Alman ekibi olmuştur.
Uluslararası alanda ülkemize uzanan yardım ellerinin en başında Almanya’nın geldiğini memnuniyetle ifade etmek isterim.BM tarafından 16 Şubat’ta başlatılan Acil Yardım Çağrısı’na Almanya 53 milyon dolarlık taahhüdüyle, ABD’den sonra en fazla yardımda bulunan ülke olmuştur.
20 Mart’ta Brüksel’de düzenlenen Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nda ülkemize toplam 6 milyar Avro taahhüt açıklanmıştır. Almanya, 121 milyon Dolarla yine en çok yardım eden ülkelerin başında gelmiştir.
Bu yardımlara Belediyeler ve yerel yönetimlerden giden yardımlar ile sizlerin aracılığınızla ulaştırdığımız yardımları da eklemek gerekecektir.
Almanya’daki Başkonsolosluklarımız koordinasyonunda, Almanya Türk Toplumunun siz değerli mensuplarının azim ve fedekarlığıyla toplamda 7.000 tondan fazla hijyen malzemesi, gıda ve kıyafet yardımı sağlanmıştır.
Saygıdeğer Vatandaşlar,
Asrın Felaketi nedeniyle yaşadığımız bu buruk ve hüzünlü ortamda, Cumhuriyetimizin 100'üncü yıldönümünü idrak edeceğiz.
Cumhuriyetin kazanımları, son yüz yılda millet ve devlet olarak kat ettiğimiz mesafe bir gurur tablosu olarak tarih sayfalarındaki yerini alacaktır.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını hak ettiği değere ve ihtişama uygun şekilde kutlamak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
Ulu önder Atatürk, bir Osmanlı Paşası olarak Veliaht Sultan Vahdettin’in riyasetindeki bir heyetle 1917 yılında Essen'e resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
Atatürk’ün Essen’e gelişini her yıl anıyor ve hatırlıyoruz. Bu yıl da, Essen ve çevresinde yaşayan vatandaşlar olarak bu saygın hatıranın yaşatılmasına katkı sunarak, 100. Yıl kutlamalarımızın teması içine Atatürk’ün Essen’e gelişini dahil edeceğiz.
Sözlerime son verirken, bu güzel iftar programının kusursuzca gerçekleşmesinde emeği geçen Muavin Konsoloslarımıza ve Konsolosluk Mensuplarımıza ve nazik evsahipliği için Tülay Koca Hanımefendiye şükranlarımı sunuyorum.
Davetimize icabetle katılım sağladığınız için hepinize bir kez daha teşekkür eder, Kadir gecesini yeniden tebrik ederek, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir Ramazan ayı dilerim.
Saygılarımla,
Pazartesi - Cuma
1) Başkonsolosluğumuz çalışma saatleri 08:30 - 16:30 arasında olup, haftasonlarında ve resmi tatil günlerinde kapalıdır. 2-)Başkonsolosluğumuzda işlemler randevuyla yapılmaktadır. Randevu saatleri 09.00-12.00 ve 13:00 - 16:00 arasıdır. 3-) Pasaport, TCKK ve e-Devlet şifresi teslim işlemleri saat 08.30-16.00 arasında randevusuz yapılmaktadır.
Tatil Günleri 2025
| 3.03.2025 | Karnaval | |
| 18.04.2025 | Dini Tatil-Paskalya Arifesi | |
| 21.04.2025 | Dini Tatil - Paskalya | |
| 1.05.2025 | İşçi Bayramı | |
| 29.05.2025 | Dini Tatil - Hz. İsa'nın Göğe Yükselişi | |
| 6.06.2025 | Kubran Bayramı 1 Günü | |
| 9.06.2025 | Dini Tatil - Küçük Paskalya | |
| 19.06.2025 | Dini Tatil - Yortu Bayramı | |
| 3.10.2025 | AFC Milli Günü | |
| 29.10.2025 | 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı | |
| 25.12.2025 | Dini Tatil | |
| 26.12.2025 | Dini Tatil | |
| 1.01.2026 | Yılbaşı |
+49 30 30 807090
TÜRKİYE'DE YATIRIM İMKANLARI